Eş dost görelim, biraz sohbet edelim, dertleşelim diye camiye gittim; hem de vakit namazını cemaatle kılalım istedik. Namaz sonrası, bildiğiniz gibi, lokal bölüme geçildi. Kahveler, çaylar derken, yine malum ileri geri konuşmalar başladı. Camilere siyaseti bulaştırmadıklarını iddia eden bazı kişiler, aslında siyasetin tam merkezinde yer almışlar.
Kendilerini AK Parti’yi övgülerle anarken buluyorum, muhalefet hakkında ise tek bir olumlu söz edemiyorlar. “Biz politize olmaktan uzak duruyoruz,” diyorlar ama gerçekte Saadet Partisi’nden ve Erbakan Hoca’nın izinden çıktıklarını söyleyemedikleri için bu söylemi tutturmuşlar. Namaz sonrası herkes yavaş yavaş dağılınca, üç arkadaş kaldık ve sohbet derinleşti.
Bir arkadaş, “Şaban, bu hastanelerdeki bebek ölümleri hakkında ne düşünüyorsun?” diye sordu. “Çürümeyen kurum kalmadı,” dedim. “O hastane, eski sağlık bakanına aitmiş,” deyince hemen bir başkası, “Sözcü Gazetesi mi yazdı bunu?” diyerek konuyu sulandırmaya çalıştı. Bu örnek aslında genel bir durumu özetliyor: Bir milletvekilimiz, gurbetçilerin sorunlarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısına bir soru önergesi verdi.
Aldığı cevap ise tam bir trajedi: “Bizim ilgi alanımıza girmiyor” denilerek geri gönderildi. Bu, devlet kurumlarının nasıl içinin boşaltıldığını ve milletin temel sorunlarının nasıl görmezden gelindiğini açıkça gösteriyor. Ancak yine bir bilmiş çıkıp milletvekilini suçladı: “Soru önergesini nereye vereceğini bilmiyormuş,” dedi. Ona da dedim ki, “Ben bir işçi olarak Bavyera Eyalet Başbakanına yazdım, bana bile cevap geldi; ilgili bakanlığa yönlendirdiler.
Demek ki sorun neredeymiş, çözüm neredeymiş, biliyor olmak lazım.” Hatta dedim, politize olmadığınızı iddia ettiğiniz için geçen sene teravih namazına geldiğimde, Saadet Partisi’nin CHP ile el sıkışmasını eleştirerek, “Alçakça 6’lı masanın altında PKK’yı arıyordunuz,” dedim. Bana, “Terörist DEM partili geldi,” demişlerdi bu masadan kendini bilmez birisi dedim.
Ama şimdi, Cumhurbaşkanı ve Bahçeli, o elleri sıktığında masanın altına saklanıp ses çıkarmıyorsunuz. Eleştiri yapmamanız ve yanlışlara ses çıkarmamanız, sizin adil bir şahit olmadığınızı gösteriyor. Bu da aslında sizin ne kadar politize olduğunuzu en net şekilde ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, siyaseti camilere sokmadıklarını iddia edenler, en derin siyasi tutarsızlıkların ve tarafgirliğin içinde yer alıyorlar. Yanlışlara karşı durmak yerine, yanlışın peşine düşüyorlar. Milletin sorunlarını çözmek yerine, siyaset cambazlığı yapmayı tercih ediyorlar. İşte esas trajedi bu! Saygı ve sevgilerimle…
Yorum Yazın