Son günlerin en popüler olayı; 'Köfteci Yusuf'un şubelerinde binde bir oranında domuz eti çıkması haberiydi...
Bir anda hepimiz bu haber karşısında şok olmuştuk...
Böyle bir haber gerçek olabilir miydi?
Her birimiz bir anda dürüstlük abidesi kesilmiş; taşları elimize almıştık...
Kararımız netti ve 'Köfteci Yusuf'u taşlayacaktık...
Yani 'Kamburumuza bakmadan; Hasan Dağı'na oduna gidecektik'...
Gerçi Köfteci Yusuf'un sahibi; Yusuf Akkaş, her ne kadar ekranlarda ağlamaklı bir şekilde 'Bu bir komplodur; ben 12 bin kişinin vebalini sırtımda taşıyorum' diye bağırsa da...
Bizler millet olarak; Yusuf linç etmeyi ve taşlamayı kafamıza koymuştuk bir kere...
Hem de çok kararlıydık...
Domuz eti ha?
Yediğimiz birçok gıda maddesinde 'Yumuşatıcı' kabilinden bulunan jelatinlerin domuzdan elde edildiğine bakmadan hem de...
Yo; bu densizliğini affedemezdik hanımlar beyler...
Ben elime taşımı çoktan aldım ey millet...
Haydi bakalım;
Sattığı ballarda; baldan çok şeker ve sakarin çıkan 'Sahte Balcı'...
Peynir diye millete; beyaz bulamaç satan peynirci...
Sattığı sucuklarda; bol miktarda 'At ve Eşek eti' bulunan bilmem ne sucukçusu...
Tartısına hile karıştıran pazarcı...
Manavına gelen müşterisini çürük mal satmadan göndermeyen dürüstlük (!) abidesi manav...
İşe gitmeden; tek kuruşunu dahi hak etmediği haram maaşını tıkır tıkır alan, bankamatikçi kardeş...
Taksisine binen turisti; dolambaçlı yollardan götürüp, yüzü kızarmadan on misli fiyat isteyen Taksici...
İşçisini yıllarca üç otuz paraya köle gibi çalıştıran aç gözlü patron...
Yalan ve manipülatif haber yazan ve bundan çıkar sağlayan dolap gazeteci...
Deprem ülkesi olmamıza rağmen; çürük çürük binalar yapıp, vicdanları sızlamadan millete 'sağlam Bina' diye pazarlayan müteahit bozuntusu...
Yine deprem ülkesi olmamıza rağmen; çürük çürük binalar yapıp, vicdanları sızlamadan millete 'sağlam Bina' diye pazarlayan müteahit bozuntusuna onay veren yerel yönetici...
Dürüst ve uzun vadeli iş yapmak yerine; kısa zamanda köşeyi dönmek için her türlü taklayı atan taklacı tüccar...
Mekanına gelen müşteriye 'Yolunacak Kaz' gözüyle bakarak fiyatları acımasızca şişiren 'Taşralı Restorancı'...
Kendisine emanet edilen makama; -Fırsat bu fırsattır- diyerek arsızca ihanet eden yönetici
Marketten aldığı ürünleri gelen müşterisine 'Köyümüzün Ürünleri' diyerek yalan söyleyen ve 'Köy Kahvaltısı' diye kakalayan, Kır Restoran sahibi...
Depremleri fırsat bilerek en aşağılık bir biçimde yıkılan evlere yağma yapan çapulcu hırsız...
Yine depremleri fırsat bilerek; üç kuruşluk evine 30 misli fiyat isteyen tamahkar ev sahibi...
Sizler de taşınızı alın ve gelin...
Meydana bekleniyorsunuz!..
Nasıl olsa her biriniz günahsız ve pir-ü paksınız ya...
Haydi ne duruyorsunuz...
Kolunuza kuvvet...
Yorum Yazın