BAŞARIYA ULAŞMAK iÇİN ‘HEDEF’ ORTAYA KOYMALI VE MÜCADELE ETMELİYİZ.
Yeni Yıl Kutlamalarını bir yıl boyunca bekleyen , ‘31.12 gecesini 01.01. gününe bağlayan’ zaman dilimine insanlar ve topluluklar ne mana yüklemek isterlerse istesinler yeni bir takvim yılına girilmekte olmak bakımından önemlidir ve bizce de
‘kutlanulası’ bir olgudur. Bu manada; şahsım (ve Adnan Tokuç’ un yüksek müsaadeleriyle) Habervizyon ailesi adına , Türk İslam Aleminin ve tüm insanlığın yeni yılını tebrik ediyor, barış, huzur ve saadetler getirmesini temenni ediyorum.
TÜRKLERDE YENİ YIL KUTLAMALARI:
Tarih boyunca insanlar belirli tabiat olaylarından esinlenerek çeşitli şölenler ve toylar düzenlemiş, bayramlar kutlayagelmişlerdir. Türk Toplulukları da başta Nevruz bayramı olmak üzere çeşitli kutlamalar yapmışlardır.
Konuyla ilgili Anadolu Ajansı’ na kapsamlı bir röportaj veren Prof. Dr. Salih Yılmaz’ ın çalışmalarının sonucuna YouTube ve AA kaynaklarından ulaşılabilir.
Türkler'de "yıl döngüsü" olarak da nitelendirilen Nardugan Bayramı nedir?
Doğu toplumlarında önemli kutlamalardan birisi de karanlık ve aydınlığın 3 günlük savaşı olarak kabul edilen 22 Aralık günü gün ışığı başlayan, 24 Aralık akşamına kadar süren yıl döngüsü kutlamasıdır. Bu kutlamaya göre en uzun gece sona erip günler uzayacak ve Güneş daha fazla görünecektir. Güneş'in daha fazla görünmesi ise tanrının insanlara hediyesidir. Aslında bu olay bilimsel bir gerçeklikken insanoğlu tarihten beri bugünü, geleneksel bir törene dönüştürmüştür. Bu törenler toplumlar arasında farklı biçimde uygulanmıştır. Örneğin, bugünü ilk kutlayanlardan birisi de Türklerdir.
'Noel Baba'dan önce Ayaz Ata vardı'
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz, "Türk kültüründeki Ayaz Ata geleneği, Hristiyanlık'taki Noel Baba veya Ruslardaki Ded Maroz mitolojisiyle alakalı değil, eskiye dayanan mitolojik bir gelenektir." dedi.
Sizlere bu konuyla ilgili bir kaynak sunumundan sonra sadede gelmek isterim:
Bizler şahsi planda da kendi ‘ gün döngümüzü’ planlamalı, yeni yıla yeni hedefler ve yeni bir çalışma temposu ile girmemiz gerektiğinin bilinciyle hareket etmeliyiz.
Okul-tahsil hayatımızı, zamanı, maddi imkanları, bilgi ve becerilerimizi en ‘optimum’ şekilde kullanabilecek bir planlamayı yapmalı ve hedef odaklı çalışmalıyız. Aynı şekilde iş hayatında olanlar da çalıştıkları iş yerinde beceri ve kabiliyetleri doğrultusunda en iyiye ulaşabilmek için gayret sarfetmeli, mesleki gelişimlerini tamamlayıcı eğitim imkanlarını araştırmalı ve ‘ konumunun en iyisi olmak’ hedefini hiç aklından çıkarmamalıdır.
Kendimiz için ve sorumluluklarını üstlendiğimiz çocuklarımız, aile bireylerimiz ve ‘etki alanımızdaki herkesi’ ister öğrenci, ister meslek erbabı,ister tüccar, isterse de beyaz yakalı olsun herkes ‘ kendi yeni yılını ‘maksimum verimlilikle’ sonlandırma hedefiyle hayatını sürdürmelidir.
Avrupa Türkleri’ne de bütün bu tavsiyelerimizle birlikte hassasiyetle üzerinde durmaları gereken bir tavsiyede daha bulunmak isterim.
Türk Kültürünü, Türk Dilini, Türk Tarihini iyi öğreniniz ve yaşayınız ve yaşatınız. Çok beğendiğiniz bir siyasi iktidar dönemi yaşıyorsanız da, muhalif olsanız da bu sizlere vatan sevgisi, Türk Kültürü ve Diliniz ile ilgili hassasiyetlerinizi ihmal etme hakkını vermez.
Avrupa’da, Amerika’ da veya dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşasanız da ‘köklerinizin’ bilincinde olmalı , bir ayağı Avrupa’ da, beyni ve gönlü Türkiye’ de olmalısınız. Bu sorumluluk duygusu ve aidiyet sizin bulunduğunuz yerde sağlam basmanızı sağlayacağı gibi ülkenizle olan bağlarınızı da güçlendirecektir…
Çağımızın Dede Korkut’ u ünvanının sahibi merhum Ozan ARİF bir ‘ dörtlüğünde’ ifade ettiği gibi;
Şu dünyaya Türk gelmenin,
Türk yaşayıp, Türk ölmenin.
İslamı da HAK bilmenin,
Hiç tadına doyulur mu?
Yüce Peygamberimiz Hz Muhammed (S.A.V.) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:”Vatan Sevgisi İmandandır”
Bu şiir sizlere armağan olsun!
Kıymetli dostum, ağabeyim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski Genel Müdürü Osman Öztürk’ ün bana ilettiği Halk Ozanımız merhum Aşık Veysel’ in aşağıdaki şiiri bize yol gösterici olmalıdır.
.
BANA KÂFİDİR..
Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel Kurtuluş Savaşı'na görme engelli olduğu için katılamadı ve bu hüzünlü durum karşısında şu şiiri yazmış:
Bir küçük dünyam var içimde benim
Mihnetim ziynetim bana kafidir
Görenler dar görür geniştir bana
Sohbetim ülfetim bana kafidir
İstemem dünyanın saltanatını
Süslü giyimini Arap atını
Bilirsem Türklüğün var kıymetini
Vatanım milletim bana kafidir
İsterdim hayatta düşmanla savaş
Milletime kurban olaydı bu baş
Nasip değil imiş şehitlik kardaş
İmanım niyetim bana kafidir
Dünya geniş olsun ister dar olsun
Yeter ki kalbimde iman var olsun
Her zaman milletim bahtiyar olsun
Rütbemle mesnedim bana kafidir
İçimde beslerim bir büyük ordu
Çiğnesin düşmanı yükseltsin yurdu
Azmi zihniyeti Veysel'in derdi
İşte bu niyetim bana kafidir.
AŞK VEYSEL ŞATIROĞLU..
Merhum halk ozanımız Âşık Veysel'in ruhu şad, mekânı cennet olsun...
Yorum Yazın