Devlet-Millet el ele verilerek , ülke içinde güven ve birliktelik bilinci, dış politikada ise, tam bir “ Milli Mutabakat” sağlanmalıdır. Mustafa FINDIK “Türkiye cumhuriyeti Devleti, Ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür” ibaresi sadece T.C. Anayasa’sının bir hükmü değil, Türk vatandaşlarının “ ortak and’ı” olduğu zaman Türkiye, bir bölgesel güç ve devamında; “Süper Devletler seviyesine çıkmağa aday bir devlet “ konumuna gelebilir. Bu hususta çaba sarfetmesi gereken tabii ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti/Hükümetidir…
Öncelikli vazife: Türkiye Cumhuriyeti Devleti “ adalet” ilkesine , liyakate, fırsat eşitliğine, sosyal sınıf, etnik köken, dini(mezhepsel), ayrılıklara bakılmaksızın herkese ve her kesime eşit mesafede bulunan, “Kuvvetler Ayrılığı ilkesini uygulayan bir otorite” olmayı başarmalıdır. Rüşvet, adam kayırma, irtikap, torpil gibi toplumları “ dejenere eden, ahlak seviyesini yerlere seren” hastalıklardan süratle uzaklaşmanın, bu nevi alışkanlıkların hakim olduğu “ düzenlerin” yıkılmaya mahkum olacağının bilinciyle davranıp , deyim yerindeyse bu kavramlara savaş açmalıdır. - [ ] İkinci önemli konu, Milli değerlere, kültürel mirasa, kültür coğrafyamıza, soy köklerimize ve inanç dünyamıza bağlı kalarak ve anılan topluluklarla var olan bağlarımızı güçlendirerek, Türkiye’yi “çağlar üzerinden sıçratarak modern milletlerin en ön saflarına geçirmek” ülküsüdür.
Türkiye, Batı ile olan münasebetlerini, rasyonel bir temele oturtmalı, bu konuda dosta güven düşmana rahatsızlık vermeli, Büyük Atatürk’ ün işaret ettiği “ Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine bağlı kalarak bölgesel güç olma yolunda ilerlemelidir. - [ ] Başta Türk Devletleri olmak üzere “ akraba topluluklarla da mevcut bağlarımızı kuvvetlendirmeli, TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’ na gereken önem verilmeli “ kardeşlik ve birlik şuuru” güçlendirilmelidir. Devlet ,“ Tasarruf konusunda” örnek olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti mücadele ettiği birçok konuda başarılı olamayışının arkasında vatandaşın devletine olan “güven eksikliğinin “ payı büyüktür.
Kendi “ Burjuvazisini” oluşturmak için olanca gayretini esirgemediği gözlenen AKP İktidarları , Kamu İhale Kanunu’ nda yapılan değişikliklerle, adrese teslim ihaleler; Yap-İşlet-Devret modeliyle zenginliklerini kat be kat arttıran “ yandaş şirketler” ve adeta TEK SES olmağa zorlanan (yandaş) Medya olgusu Devlet Bankalarından “ verdirilen kredilerle” basın devi olan sektör dışı kişi ve şirketler AKP hükümetlerinin akla gelen ilk yanlışlarıdır. Ekonomide, eğitimde, iş’ e alımlarda “ liyakat esaslı olmayan” atama ve “ iş’e” yerleştirmeler yurttaşların devletine olan “ güven ve bağlılığını” zayıflatan unsurlar olarak dikkat çekmektedir. İSRAF’ TAN “ TASARRUFA” YÖNELMELİYİZ. Türkiye Cumhuriyeti Devleti “imkanlarıyla orantılı” harcamalar yapmalı, başta “Beştepe Külliyesi(Cumhurbaşkanlığı Sarayı) olmak üzere, makam uçakları ve makam aracı (kamu araç filosu) saltanatı’ na son verilmeli bu “imkanları kısıtlı devlet” bazı bürokratların ve siyasetçilerin “savurganlık” yapabileceği yer olmaktan çıkartılmalıdır.
Fransa’ nın kamu araç filosundaki araç sayısı 65 bin, İtalya’ da 29 bin ve Türkiye’ de ise 115 bin olduğu dikkate alınırsa ülkemizin “ itibardan tasarruf etmemek konusunda” ne kadar hassas olduğu ortaya çıkar… Bir de buna “ bazı bürokrat ve eski milletvekillerinin” onlarca yönetim kurulu üyeliklerinden elde ettikleri “ huzur hakkı ödeneği ile” huzurlarını ne denli arttırdıklarını da ilgili kişi kurumların dikkatine sunmak isteriz. BİRİKİMLER YATIRIMA DÖNÜŞMELİ, “ MİLLET SEKTÖRÜ” UYGULANMA İMKANI BULMALIDIR. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “ İsraftan” vaz geçerken, bir yandan da tasarrufa yönelmeli, varandaşlarımızın birikimleri “ yatırıma ve istihdam yaratıcı sektörlere öncelik verilerek” Devlet, sanayi kuruluşlarının meydana gelmesinde (TOGG da olduğu gibi) öncü rol oynamalı oluşturulacak “ Millet Sektörü Şirketleri’ ne” vatandaşların ortak olmasını sağlamalıdır.
Devlet eliyle ve iştirakiyle kurulacak şirketlere (örneğin ; BOR madenin işlenilip ‘katma değeri yüksek ürün’ haline getirilmesi gibi yatırımlara, Devlet+ vatandaşlar+ Avrupa Türkleri “ ortak edilmeli” özellikle özelleştirmeler ve hizmet sektörünün hisselerinin “halka arzı” sırasında küçük yatırımcılara öncelik verilmelidir.Bu sayede, “Devlet güvencesi ile “ meydana getirilecek sanayi işletmeleri , küçük birikim sahipleri ve “ yastık altı yatırımcılarının” tasarruflarını ekonomiye kazandırabilecektir. Böyle başarılı bir kaç proje ile birlikte(küçük birikimlerin devlet öncülüğü ve güvencesiyle yatırıma dönüşmesinden sonra) Millet Sektörü oluşabilecek ve meydana gelen “ güven ortamıyla” yeni yatırımların arkası gelecektir.
Kıymetli köşe Yazarımız Sn. Mustafa FINDIK Beyefendi; öncelikle makalenizin içeriğinde vurguladığınız hususlar, Ülkemiz, yakın coğrafyamız ve genel olarak Halkımız için ciddi önem arz etmektedir. Kaleminize sağlık, sizi tebrik ediyor dikkatle takip ediyoruz. Saygılar
Murat ÖZTÜRK
21-08-2023 11:01