Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik açıklamalarını üzüntüyle karşılıyoruz. Gurbetçiler olarak bizler de şunu çok iyi biliyoruz: Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın tek başına Türkiye’deki siyasi dengeleri etkilemesi sağlıklı bir yöntem değildir. Bu nedenle bizler de yurtdışı seçim bölgesi kurulmasını ve adil bir temsil sisteminin getirilmesini savunuyoruz.
Ancak mesele, gurbetçileri bütünüyle dışlamak ve yok saymak değildir. Sayın Özcan’a hatırlatmak isteriz: Bu ülkenin taşını toprağını onaranlar arasında, Avrupa’nın atölyelerinde, madenlerinde, yollarında gece gündüz çalışan gurbetçilerimizin emeği inkâr edilemez. Öyle ki, rahmetli 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel yıllar önce bir gazeteye verdiği röportajda açıkça şöyle demiştir: “Türkiye, gurbetçilerin gönderdiği paralarla onarıldı.” Bugün Anadolu’nun dört bir yanında yükselen binalarda, açılan iş yerlerinde, hastanelerde ve okullarda, bu fedakâr insanların alın teri ve hasreti vardır.
Her izin sezonunda sadece Almanya’dan gelen Türk vatandaşları Türkiye’ye 10 milyar Euro’dan fazla döviz bırakmaktadır. TÜİK verilerine göre, son 5,5 yılda yurtdışındaki Türkler Türkiye’yi 30 milyon 471 bin kez ziyaret etmiş ve 33 milyar 159 milyon dolar döviz bırakmıştır. Yani gurbetçiler yalnızca vatan sevgilerini değil, ekonomik desteklerini de kesintisiz bir şekilde sürdürmektedir. Gelişmiş ülkeler, yurtdışındaki vatandaşlarını yok sayarak değil, değer vererek büyümüştür.
Bugün 22 Avrupa ülkesi, yurtdışında yaşayan vatandaşlarına özel bir “yurtdışı seçim bölgesi” ayırmıştır. Bu ülkeler arasında Fransa, İtalya gibi dev ekonomiler olduğu gibi, Tunus gibi gelişmekte olan ülkeler de vardır. Türkiye de artık bu çağrımıza kulak vermeli ve 82. seçim bölgesini kurmalıdır! Bu yeni sistemle:
• Yurtdışındaki vatandaşlarımız, TBMM’ye kendi bölgelerinden seçtikleri milletvekilleriyle temsil edilecek,
• Bu vekiller yasama döneminde Ankara’da görev yapacak, diğer zamanlarda yaşadıkları ülkelerde vatandaşla iç içe olacak, sorunları yerinde tespit edecek,
• Aynı zamanda Avrupa’daki Türk girişimcileri Türkiye’ye yatırım yapmaya yönlendirecek ve yabancı sermaye akışında aktif rol üstleneceklerdir. Böylece gurbetçiler yalnızca oy kullanan değil, Türkiye’nin geleceğini birlikte şekillendiren asli unsurlar haline gelecektir.
Bu tartışmada, Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın bazı kaygılarına da hak veriyoruz. Bazı gurbetçilerimizin şımarıkça davranışları ve yanlış ifadeleri, halk arasında olumsuz algılara sebep olmuştur. “Türkiye çok ucuz, herkes rahat yaşıyor” gibi yüzeysel yorumlar, ülkede zorlukla geçinen milyonları rahatsız etmektedir. Bu sebeple biz de yurtdışındaki vatandaşlarımızı daha hassas ve daha sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyoruz.
Ancak birkaç olumsuz örnek üzerinden milyonlarca insanı hedef almak, onların hakkını inkâr etmek adil değildir. Avrupa’da yaşayan Türkler, her fırsatta Türk Milli Takımı’nı destekleyen, ülkesinin bayrağını her alanda gururla taşıyan bir kitledir. Bugün milli takımımızda yer alan oyuncuların büyük bir bölümü yurtdışında yetişmiş Türk evlatlarıdır. Gurbetçiler, Türkiye’nin yalnızca geçmişine değil, bugününe ve yarınına da sahip çıkmaktadır! Sonuç olarak:
• Gurbetçiler bu milletin evladıdır.
• Onların oy kullanması adil bir sistemle düzenlenmeli, dışlanmamalıdır.
• 82. seçim bölgesi mutlaka kurulmalıdır.
• Gurbetçilerin katkıları inkâr edilmeden, hatalı yaklaşımlar sağduyu ve vefa ile düzeltilmelidir. Saadet Partisi olarak biz, Göçün yükünü taşıyan değil, kıymetini bilen, Kutuplaştıran değil, kucaklayan, Ötekileştiren değil, bütünleştiren bir anlayışın temsilcisiyiz. Çünkü biliyoruz ki: Gurbetçinin duası bu toprakların bereketidir. Gurbetçinin alın teri Türkiye’nin harcıdır. Ve gurbetçinin onuru, bizim onurumuzdur!
Yorum Yazın