21.yy’da hızla büyüyüp gelişen dünyamızda ebeveynlerin en büyük kaygılarından biri de çocuklarında var olan yetenekleri zamanında keşfedebilmek ve bu yetenekler doğrultusunda çocuğunun gelişimine katkı sağlayacak yöntemler konusunda bilgi sahibi olmaktır. Aileler çocuklarının var olan en yüksek potansiyellerine ulaşmasını ve kendilerini gerçekleştirmesini isterler. BÜMED MEÇ Okulları Sınıf Öğretmeni Sayın Merve Hande Kasa’ya göre bu süreç için; ailelere ve öğretmenlere, iyi bir gözlemci olmanın yanında, hayat yolculuğuna eşlik ettiğimiz çocukların bulundukları dönem, sahip olduğu zekâ türleri ve bilişsel düzeydeki gelişimleri hakkında daha çok bilgi sahibi olmak düşüyor.
Yetenek çocuğun doğumu ile başlayan bir süreçtir;
Yetenek kelimesinin sözlük anlamı, bir kimsenin bir şeyi anlama, yapabilme ya da bir etkiyi alabilme yeterliliği, gücüdür. Buradan yola çıkarak yeteneklerin keşfi aslında çocuğun doğumu itibariyle başlar diyebiliriz. Bunu diyebilmenin yanında, her çocuğun yeteneği belli bir yaş aralığında ortaya çıkar ve bir yeteneği varsa bu aralıkta hemen keşfedebiliriz demek doğru olmayacaktır. Çocukların gelişiminde farklı kritik dönemler vardır. Bu dönemlere göre anlayabilme, yapabilme ve bir etkiyi hayatımıza alabilme yeterliliğimiz değişecektir. Piaget’e göre bu dönemler; Duyusal Motor Dönemi (0-2 yaş), İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş), Sembolik Dönem (2-4 yaş), Sezgisel Dönem (4-7 yaş), Somut İşlemler Dönemi (7-12 yaş), Soyut İşlemler Dönemi (12 yaş üzeri). Çocukların gelişim dönemlerinden bahsetmenin ve bu dönemlerin özellikleri hakkında bilgi sahibi olmanın yeteneklerin keşfinde büyük bir önemi vardır. Çünkü her çocuk özel ve biriciktir. Yeteneklerinin bulunduğu alan çocuğumuzun farklı bir gelişim döneminde açığa çıkabilir.
”Çocuğumuz bazen bulunduğu gelişim dönemine ait becerileri normal bir seviyede yerinegetirebilirken bazen yaşıtlarından daha ileride gelişim özellikleri gösterebilir” diyor Sayın Merve Hande Kasa. Burada ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta da, çocuk bu davranışları içselleştirerek mi gerçekleştiriyor yoksa çevresinde sevdiği birilerini taklit mi ediyor? Örneğin; ailede müzik alanında yetenekli kişiler olabilir. Çocuğumuz bu kişiye duyduğu hayranlık sebebiyle onu taklit etmeye başlayabilir. Bu durum her ne kadar ebeveyni heyecanlandırsa da dikkatli bir gözlemci olup bu davranışın çocuğumuzun kendi akışında gerçekleşip gerçekleşmediğini iyi gözlemlememiz gerekir.
Çocuklarımızın gelişim dönemleri bizlere yeteneklerinin hangi yaşlarda ortaya çıkabileceğine dair ipucu verirken sahip olduğu zekâ türlerini fark etmek ise keşfetmemizde bize yardımcı olacaktır. Zekâmızın kendisi göstereceği birden fazla alan vardır. Bunlar; sözel- dilsel, mantıksal-matematiksel, görsel-uzaysal, müziksel-ritim, bedensel- kinestetik, içsel, sosyal, doğa gibi birçok alanı kapsamaktadır. Bu zekâ türlerinden her birine belli oranda sahip olunabilir. Fakat çocuğumuz bir ya da birden fazla zekâ alanında daha yetenekli olabilir. Bunun için ufak ipuçlarını fark ettiğimizde çocuklarımızın yeteneklerini ortaya çıkarabileceği alanlar yaratmak gerekmektedir. Örneğin; çocuğumuzun bedensel-kinestetik yeteneğinin daha belirgin olduğunu gözlemledik. Çocuğumuzun bu yeteneğini gösterebileceği, ilgisinin olup olmadığını anlayabileceğimiz kurs veya etkinliklere katılımını sağlayarak bu alanda yeteneği varsa daha doğru ve net bir şekilde saptayabiliriz. Bu etkinlik ve kurslara katılımını sağlamak, çocuğumuzda var olan bu yeteneğin hangi alanda çocuğumuzun da ilgisi doğrultusunda kendisini göstereceğini fark etmemizi sağlar. Nihayetinde bedensel-kinestetik yetenek kendisini dans alanında da gösterebilir farklı bir spor branşında da. Burada bakılacak nokta çocuğumuzun ilgisinin de bulunması olacaktır.
Çocuğun tercih ettiği oyun ve oyuncaklar da birer ipucu kaynağı;
Sayın Merve Hande Kasa’ya göre; keşfetme aşamasında çocuğumuzun tercih ettiği oyun ve oyuncaklardan da yararlanabiliriz. Çocuğumuza aldığımız oyuncakları seçerken gözlemlerimiz sonucunda ilgisinin ve yeteneğinin açığa çıkabileceği oyuncakları tercih etmek bize daha çok fikir verecektir. Zaman zaman kurduğu oyunlara katılmak oyunda üstlendiği rolleri fark etmemizi ve bu rollerde sergilediği yeteneklerini daha yakından görmemizi sağlayacaktır. Ev ortamı dışında okulunda bulunan kulüplere katılım sağlaması da çocuğun kendi yeteneği ve ilgisini keşfetmesinde yardımcı olacak adımlardan biridir. Çocuğumuz bu kulüplere katılım sağladığında dersine giren branş öğretmenleri de bu sürece ve çocuğun ilgi yeteneğine yakından şahit olup aileye bu konuda yol gösterici olacaklardır.
Tüm bu yeteneklerin açığa çıkması ve fark edilmesi sadece ebeveynlerin gözlemi ile mümkün değildir. Bu noktada çocuğumuzun okulunda derslerine katılan sınıf ve branş öğretmenlerinden ya da alanında uzman kişilerden destek almak daha doğru adımlar atmamızı sağlayacaktır. Burada aile ve öğretmenlerin, uzman kişilerin iş birliği içerisinde hareket etmesi çocuğun potansiyelini açığa çıkarma konusunda faydalı olacaktır. Bu noktada ise ailenin ve ilgili kişilerin çocuğa çok görev ve anlam yüklememesi, başarı ve kendisini gösterme konusunda ısrarcı bir tutum sergilememesi oldukça önemlidir. Bu tür istek ve beklentiler çocukta kaygı ve strese yol açabilir. Bunun sonucunda ise var olan yeteneğine karşı olan ilgisi sönebilir ve bu durum mutluluktan çok stres yaratır.
Bu süreç aileler için her ne kadar önemli de olsa süreç içerisinde sakin tavırları korumak, çocuk üzerinde beklenti ve baskı oluşturmamak, çocuğumuzun hayat akışında ona rehberlik etmek ve bu süreci onun için daha anlamlı hale getirmeye sağlayıcı bir rol üstlenmek gerekir.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın