© Haber Vizyon

Yaşasın çocuklar, en nihayet özlenen yaz tatili başladı!

Başkanlığını Hüseyin Delemen'in yaptığı Münih Türk Okul Aile Birliği; yaz tatilinin başlaması dolayısıyla, çocuklara ve ailelerine yönelik bir mesaj yayınlayarak onlara harika bir tatil geçirmelerini diledi.

 

Yaşasın çocuklar, en nihayet özlenen yaz tatili başladı!

Eğer karnenizde pek iyi notlarınız yoksa üzülmeyin. Aslında bunu daha önceden hissettiğinizde, anne-babalarınızla durumunuzu gecikmeden açık açık konuşmak, sorumlu olduğunuzu ve sizin derslerinize nasıl önem verdiğinizi ve tedbir almak istediğinizi gösterir.

Çocukların gelecekteki eğitim dönemi için, yapmış oldukları hataları düzelterek yaptığı yeni plânları, yazılı olarak anne-babalara göstermeleri, onların gözünde, çocuklarının ne yaptığını bilen, hatâsının farkına varmış ve düzeltme için çaba harcamaya hazır olduğu düşüncesinin gelişmesine neden olur.

Ailelerin esas kızdığı kötü notlar değil, çocuklarının çaba gösterip göstermediği, sorumluluk duygusunu kazanıp kazanmadığıdır. Bazı çocukların ağlayarak, "Kendime zarar veririm.", "Beni sevmiyorsunuz." gibi onlara karşı abartılı tepkiler vermesi, durumu zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz ve o çocuklara da hiç bir faydası olmaz!

Anne-babalar çocuklarını çok severler. Çocukları onların eşsiz ve tek kıymetli varlıklarıdır. Çocuklarının iyiliği ve başarılı ve de mutlu olmaları için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Çocukları karnelerini kötü getirse dahi, kendilerinin hatâlarını sorumlulukla görüp, gelecekte düzeltmelerini beklerler. Çocuklarına güvenmek isterler ve onlara sevgi, şefkat ve güvenle yaklaşırlar. Hele karne sonucuna göre, çocuklarını başkalarıyla kıyaslamaktan bilhassa kaçınırlar.

Notlar ve sınavlar her zaman gerçeği yansıtmasa da, hayatı yönlendiren değerlendirmeler arasında yer alır. Bu konuda çocukların anna-babalarıyla kuracakları samimi ve dürüst iletişim çok önemlidir. Karne dönemleri her ailede büyük bir heyecan yaşanır. Çocukların karnelerinin güzel notlarla dolu olması, herkes için büyük sevinç kaynağı olur ve tabiatıyla alınan mükâfatlarla, tatil çok daha zevkli ve de neşeli olur!

Çocukların iple çektikleri tatilin iyi değerlendirilmesi halinde, çocuklar tatil sonrasında kendilerini yenilemiş ve gelişmiş hissederler. Düzensiz bir tatil ise, ömürden kayda değer kazanımlar bırakmadan uçup giden, boş günler demektir. Böyle bir tatil çocukları mutsuzluğa, umutsuzluğa ve pişmanlığa sevk eder. Hâlbuki tatil çocukların kendilerini yenileme, eksiklerini tamamlama ve gelişmeleri için güzel bir fırsattır.

Yaz tatili için plânları ve hedefleri olmayan, ve de bu konuda anne-baba desteğinden de mahrum kalan çocukları, televizyon, internet, bilgisayar oyunları ve cep telefonları esir alır.

Televizyon ve bilgisayarın başından kalkamayan, uyuşukluğa, tembelliğe alışır. O zaman çocuklar pasifleşir, ve gerçek hayattan koparlar. Zamanla fiziksel, zihinsel ve ruhsal rahatsızlıklar da baş gösterir.

Bu nedenle çocuklar kendilerini, yani geleceklerini kendileri düşünerek sorumluluk taşımalıdır. O sebepten kendilerine evde de sorumluk taşıyacak ufak tefek ödevler alarak, tatilin daha verimli olmasına ilk adımlarını atmaları, kendileri için yararlı olur.

Daha mutlu ve huzurlu olmak için, hiç durmadan akan zaman nehrinin içinde sürüklenen kuru bir dal olmak yerine, onun içinde kaptanı belli olan bir gemi olmayı tercih etmek, daha mantıklı ve akıllıca değil midir?

Bunun için anna ve babalarla oturup; tatilin başı, ortası ve sonunda mutlaka üç aile toplantısı yapılmalıdır.

Aslında bütün çocuklar düzenli yaşamayı sever. Bu yüzden tatilde de düzenin devam etmesi önem taşır. Düzen kelimesinin içine, uyku ve yemek düzen kavramı öncelikli olarak girmelidir.

Her ne kadar tatilde erken kalkıp okula gitme zorunluluğu olmasa da, bir saat kadar daha fazla uyunabilir ama her zamanki uyku düzenini devam ettirmelidir. Bu sayede düzene alışmış bir çocuk, vücuda alınan besinlerin de düzgün ayrışarak çalışmasını sağladığı için, hastalıklara karşı daha dayanıklı olur.

Tatilde ortam değişikliği yaptığımızdan dolayı, hastalık riski daha çok artmaktadır. Bunun en önemli nedenlerden biri kıyafet seçimidir. Çocuklar bu nedenden, lahana modeli denilen ince ve çok katlı şekilde giysiler giyerek, terleme ve üşümelerin önüne geçebilirler. Böylece hava güzelleştikçe giyilen giysiler bir kat azaltılabilir, serinleştikçe de artırılabilir.

Ayrıca terli terli soğuk su içmek, rüzgâr ceryanında, klima soğuğunda durmak bizim ergeç hasta olmamıza sebep olur. Bu yanlışlardan uzak durarak kendimizi korumalıyız.

Güneşten korunmak çocuklar için büyük önem taşır. Sabah 10.00 ile 15.00 arası çocukların derilerinin ince ve hassas olmasından dolayı, güneşe çıkması önerilmez. Güneş ışınlarının dik geldiği ve sıcaklığın en yüksek olduğu bu saatlerde, çocuklar gölgede dahi etkilenebilir. Bu yüzden sadece güneşin altında durmak değil, dışarı çıkmak da güneşin kuvvetli ve zararlı ışınlarına maruz kalmak anlamına gelir.

Çocuklar yazın başlarına şapka takmayı unutmamalı. Terlemeyecekleri pamuklu bir şapka takmak, en az 20, daha iyisi 30 faktör olmak üzere ve en az yarım saat evvel sürecekleri, uygun ve kaliteli bir güneş koruyucu kremi kullanmaları gerekir. Güneş ışınları yansıyarak etki edebildiği için, gölgede de koruyucu kullanılmalıdır. Ayrıca çok sıcaklarda denize bile girerken, pamuklu ve kollu bir atlet giymeleri, bilhassa tavsiye edilmektedir.

Ayrıca gözleri korumanın önemini de unutmamak gerekir. UV filtreli güneş gözlükleri çocuklar için koruma sağlar. Tatil boyunca alınan besinlere de dikkat edilmelidir. Sağlıklı beslenmek için muntazam yenilen 3 öğün yemek aralarında, abur cubur yemekten her zamanki gibi kaçınılmalıdır.

Bunun dışında bol su içmek çok büyük önem taşır. Tatilde temizlik kurallarına da dikkat etmeli, ellerimizi güzel yıkamayı ihmal etmemeli, yıkamadan meyva ve sebzeleri yememeliyiz. Bu sayede ishâl olmayı büyük ölçüde önleriz.

Uzun yaz tatili, akrabalarla ilişkilerin tazelenmesine, güçlenmesine, çocukların ruhlarının dinlenmesine, gönüllerinin ferahlamasına vesile olur. Yetişkinlerin sohbetlerine katılan çocuklar, kültürel değerlerimizin manâsını ve ruhunu idrak eder; toplumun birlik, beraberlik ve bütünlüğünü keşfeder.

Bu hususa önem vermeyen çocuklar, yalnızlığa ve bireyselliğe mahkûm olmaktadır. Bu yalnızlığı sanal âlemle doldurmaya çalışan çocuklar hayal kırıklığı yaşamaktadırlar.

Yaz tatili, akraba ilişkilerini sağlamlaştırma adına büyük bir fırsattır. Çocuklar anne-babalarının doğduğu ve büyüdüğü yerleri görme, anılarını dinleme imkânı da bulurlar.

Bir çocuğun ruhen sağlıklı ve kendisini değerli hissetmesi için, anne-babasının sevgisine ihtiyacı olduğu kadar, dedesinin-ninesinin, amcasının-dayısının, halasının-teyzesinin sevgisine de ihtiyacı vardır.

Bilhassa yaşlı ve hasta akraba ziyaretleri, çocuklara sağlığın kıymetini idrak etmenin yanında, sevindirme, gönül alma, mutlu etme, hayır dua alma, başkası için bir şeyler yapmanın huzurunu yaşatır ve öğretir.

Konser, festival, fuar gibi sosyal faaliyetler çocukların sosyalleşmesinde etkilidir. Fakat düğünler, mevlitler, cenazeler gibi genelde birbirini tanıyan insanların katıldığı merasimler, sosyalleşmenin yanında kültürel değerlerin aktarılmasını da sağlar. Onun için bu tür davetlere çocuklar anne-babalarıyla beraber katılmaya özen göstermelidir.

Ortam değişikliği çocuklara ferahlık verir. Geziler hayata canlılık katar. Tarihî, manevî ve kültürel geziler, çocukların ruhunu dinlendirir ve zihinlerini açar. Bu amaçlı geziler çocukların geçmiş milletler ve atalarıyla da bağ kurmasına yardımcı olur.

Şartlar uygunsa tatilde çocuklar yetenek ve ilgilerine en uygun bir meşgale, meselâ futbol, basketbol, yüzme, satranç, müzik gibi eğitim ve öğretim imkânı veren yaz etkinliklerine de katılabilirler. Bu spor etkinlikleri çocukları sıhhatli yapar ve zinde kalmayı sağlar. Musiki ve diğer sanat dallarına ait kurslar ise ilgi ve yeteneklerin gelişmesine, girişimcilik ve estetik duyguların artmasına vesile olur. Anne-babalarınızdan güzel karnenizden dolayı, sevdiğiniz bu etkinliklerden birine sizi yazdırmasını rica edebilirsiniz. .

Böyle etkinlikler uzun süren eğitim yılının ardından, öğrencilerin gerginlikten uzaklaşarak rahatlamalarını sağlayan ortamlardır. Öğrenciler yeni arkadaşlıklar kurarak sosyalleşirler, iletişim becerilerini geliştirirler. Yaşıtlarının bulunduğu ortamda kendilerini sınama, arkadaşlarıyla kıyaslama fırsatı bulurlar.

Onun için çocuklar arzu ettikleri konuları anne-babalarıyla konuşarak akıllı bir tatil izlencesi yaparlarsa, yaz tatili sürecinin kendileri için verimli ve zevkli hale gelmesini sağlarlar.

Çocukların zihinsel aktivitelerinin gelişip, bilgi birikimi ve donanımının artmasında doğal merakın önemli bir yeri vardır. Bu sebepten tabiattaki değişimi en canlı ve neşe verici bir şekilde gözlemlediğimiz yaz mevsiminde de, yanınızdaki anne-babalarınıza "neden", "niçin" sorularını bol-bol sormayı ihmâl etmeyin.

Sorular ortaya çıktığında da daha etraflı araştırmaları yapma imkânlarını, hangi kaynaktan öğrenebileceklerini üşenmeden araştırmak, çocukların bilgilerini ve zihinlerini geliştirir.

Bu sebepten çocuklar yaz tatilinde bol bol kitap okumalıdırlar. Plajda, bahçede ve nerede canınız istiyorsa, kitap okuyabilirsiniz. Mesela sabahları babanız gazete okurken onunla beraber okursanız, bu davranışınız aile bireylerini birbirine bağlayacaktır.

Babanızla gazetede en az 1-2 olay seçin ve birlikte okuyun. Bu size bulunduğunuz ülkede yaşanan olayların önemini öğretecektir. Okuduğunuzdan ne anladığınızı tartışın. Bu sizin bilişsel ve analitik yeteneklerinizi keskinleştirecektir.

Anne babanızla markete gittiğinizde, alışveriş listesini Sizin okuyabileceğinizi teklif edin. Ailecek bir yolculuğa çıktığınızda, yolda giderken yoldaki tabelaları okuyarak onlara yardımcı olabilirsiniz. Berberde beklerken bile dergi okumak, yani her ortamda bir şeyler okumak eğlenceli olduğu kadar, çocukların zihinlerini geliştirmeye çok katkısı olur.

Anne-babanıza sizi kitapçılara götürmelerini rica ederek, sizin seçtiğiniz kitapları almalarını sağlayın. Aldığınız kitapları okumak için kendinize bir saat belirleyin. İster öğle yemeğinden önce veya sonra, isterseniz akşam yemeğinden önce ya da yatmadan önce, mesela 20 dakika kitap okumayı kendi kendinize kararlaştırın.

Sevgili çocuklar unutmadan size son bir öğüt daha vermek isteriz... Tatilde hayat çocuklar için daha değişik renklidir. Her an farklı güzellikler, his ve duygular, ibretlik hadiseler yaşanabilir. Bunları unutmamak için, edineceğimiz bir tatil günlüğümüze düzenli yazmaya kendimizi alıştırırsak, yaşadığımız anlık duygu ve düşünceleri, bütün hayatımıza yansıyacak şekilde, değerli tecrübelerimiz olarak ve de sonsuza kadar ölümsüzleştirmiş oluruz.

Hepinize ailenizle birlikte zevkli, öğretici, dinlendirici ve unutulmaz güzellikte bir yaz tatili diliyor, her şeyin gönlünüzce olmasını diliyoruz.

Sevgilerimizle

 Münih Türk Okul Aile Birliği 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER