© Haber Vizyon

PROF. DR. ÖZKAN HÜSEYİN; BATI TRAKYA'DAN YÜKSELEN SES!

Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Araştırmacı Yazar ve Gazeteci Tevfik Şendöl Batı Trakya Türkleri'nin davasını uzun yıllar savunan ve bu konuda onlarca kitap yazan, yüzlerce konferans veren efsane Başkan Özkan Hüseyin ile bir röportaj yaptı. Bu oldukça uzun ve ilginç röportajı siz sayın okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.

 

Tevfik ŞENDÖL/ MÜNİH

Batı Trakya Türkleri'nin davasını uzun yıllar savunan ve bu konuda onlarca kitap yazan, yüzlerce konferans veren efsane Başkan Özkan Hüseyin.

Batı Trakya'ya dair yazdığı makalelerden ve verdiği haberlerinden tanınan. Ardından, kurucusu ve yöneticisi olduğu Battam adlı derneğin, ilgi alanına giren bir kısım çalışmaları-araştırmaları kitaplaştırıp, alakalı birim ve şahıslara dağıttığı kitaplardan Batı Trakya Davası'nın yılmaz savunucularından olan Özkan Hüseyin, Uluslararası camia tarafından üç ödülle taltif edildi.Dünya kültürüne üstün hizmet madalyası, Türk dünyasına üstün hizmet altın madalyası ve 9. Altın Saat Kulesi uluslararası ödüllerine sahip oldu.

-Özkan Hüseyin kimdir, kendinizi tanıtır mısınız?

-1947 yılında Batı Trakya'nın Rodop (Gümülcine) vilayetinin Kargılı Sarıca köyünde orta halli bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya gelmişim. İlkokulu köyümde okudum. 1969'da askerliğimi tamamladım.1972 yılında hayatımı kazanmak için Almanya'ya gittim.

-Köyünüzden ayrılışınız nasıl oldu? Kısaca anlatır mısınız?

– Köyümden ayrılacağımı dostlarıma bildirdiğimde, onların beni ciddiye almayan tavırlarıyla karşılaştım. İçlerinden bazıları, Almanya'da barınamayacağımı, bu zengin yaşantıdan ayrılamayacağımı belirtti. Dostlarımla helalleştikten sonra, büyüklerimin hayır dualarını almak üzere, ev ziyaretlerinde bulundum… Artık, aramızdan ayrılmış büyüklerimi ziyaret etme sırası gelmişti… Köy mezarlığına geldiğimde, ailem ve kendimle yine baş başa kalmıştım. Bir tarafta canım annem, sevgili amcam, dedelerim, diğer aile büyüklerim, komşularım, kısaca beni ben yapan bütün varlığım, beni sessizce uğurlarcasına, sükût hâlindeydiler. Dua edip ayrıldım Babacığım gitmeme karşı olmasına rağmen, beni anlıyordu…

-Almanya yolculuğunuz nasıl başladı?

–İş ve İşçi Bulma Kurumu tarafından bizlere verilen Atina'daki adreste, çok sıkı bir sağlık kontrolünden geçirildik. Daha sonra, kimlerin hangi şehirde, hangi firmaya gideceği belirlendi. Bir gün sonra Patra limanından, Mariane ve Poseidon gemileri ile İtalya'ya hareket ettik. Brindizi limanına vardığımızda bizleri, Almanya'ya sevk etmek için bekletilen, çok vagonlu bir trene yerleştirildik. Tren, tamamen memleketim insanları ile doldurulmuş olup, sanki Batı Trakya Türkleri, bir şekilde göç ettiriliyorlardı… Tren, Almanya'nın ilk durağı olan Münih şehrine vardığında, tarih 28 Kasım 1972 idi. Daha sonra, kimlerin hangi şehirde, hangi firmaya gidecekleri belirlendi. İstasyonda mahşer gününü andıran bir kalabalık vardı. Önceden Almanya'ya yerleşmiş olanlardan bazıları, muhtemelen dostlarını görebilmek umuduyla, istasyona gelmişlerdi.

Orada bulunan Alman yetkililer, tercümanlar aracılığı ile isimlerimizi okuyup, insanları gidecekleri bölge ve firmalara göre ayırıyorlardı. İsmim okunduğunda, MAN kamyon fabrikasına doğru yola çıkmak üzere, bir taksiye bindirildik. Fabrikaya vardığımızda, bizler bundan sonra başlayacağımız bu yeni hayatta, ikamet edeceğimiz lojmanlara yerleştirildik. Bir gün sonra, bizlere bölüm şefleri ve tercümanlar aracılığı ile fabrikada çalıştırılacağımız bölümler hakkında bilgiler verildi. Bizlerle yapılan sözlü mülakatta, öz geçmişimiz ile ilgili sorulardan sonra, insanların fizik yapılarına göre,

çalıştırılacakları bölümler belirlendi. Beni bir gün sonra işe başlamak üzere, Raylı Sistem Matkap Makinesi bölümüne verdiler.

–Almanya'daki hayatınızdan bahseder misiz?

–Münih'teki MAN fabrikasında çalıştım. Bu firmadan emekli oldum. Orada bir yandan çalışırken ve iş harici sosyal faaliyetlerimi sürdürürken, diğer taraftan da tahsilimi tamamlamaya çalıştım. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi, Batı Avrupa programında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlara tanınan haklardan istifade ederek, Almanya'da açık ilköğretim okuluna kaydını yaptırarak öğrenimine devam ettim, İlköğretim diplomasını aldım. Ardından Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Lisesi'nde tahsilime devam ettim, lise diplomasına sahip oldum.

Müziğe karşı özel ilgim, merakım var. İlk dönemlerde çeşitli Türk derneklerin bünyelerinde müzik çalışmalarımı yürüttüm. Halk ozanı Âşık Doğanî Doğan Hoca'dan saz dersleri aldım. Sivaslı Ali Özkurt, Ali Meçicioğlu ve Ahmet Mavruk hocalarım oldu.

–Özkan Bey, Sizin çeşitli sertifikalı kurslarla kendinizi yetiştirdiğinizi, seminerler ve hizmet içi eğitimlere katıldığınızı biliyorum. Bu konuda bilgi verir misiniz?

- 14 Ayrı Konuda, Sertifikalı Uzmanlık Eğitimleri aldım.

Liderlik Okulunun Sertifikalı Uzmanlık Eğitimleri programları dâhilinde Ankara Gazi Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi 100. yıl salonunda yapılan kurslara katıldım. Liderlik ve Takım Çalışması, Proje Yönetimi, Kriz Yönetimi, Sosyal Medya gibi konularda uzmanlık eğitimi aldım. Uluslararası geçerliliği olan sertifikalara sahip oldum.

Hizmet İçi eğitimler de aldım: Osmanlıca Okuma Yazma, Sorunlara Çözüm Önerileri, Bireysel Kariyer Planlaması, Beden Dili Eğitimi, Mülâkat Teknikleri, Diksiyon ve İletişim, Çini Kursu, Yaşam Koç'luğu, Müzik Eğitimi ve İşaret Dili Eğitimi, aldığım hizmet içi eğitimlerdir.

Uluslararası geçerliliği bulunan, IBPDA ve AEC onaylı sertifikalara sahip oldum.

Bazı firmalarının işbirliği ile gerçekleştirilen KARİYERİNİ KAMPÜSTE NETLEŞTİR programı çerçevesinde seminerlere katıldım. Bireysel Kariyer Plânlaması, Mülakat Teknikleri Eğitimi, Uygulamalı CV Hazırlama Eğitimi, Olmaz Böyle Mülâkat (Tiyatro Uygulama), Beden Dili, İletişim ve Yaşam Koçluğu Eğitimi aldım.

-Bu konudaki çalışmalarınızdan dolayı en büyük ödül de sanırım, Birleşmiş Milletlerden aldınız.

– Evet, Aldığım kurs, seminer ve hizmet içi eğitimler uluslararası takdir gördü, 2011 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Kültürüne Üstün Hizmet Ödülü'ne layık görüldüm, ORDEN ile ödüllendirildim.

-Sosyal faaliyetlerde de bulundunuz, bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Almanya'ya geldiğim günden itibaren, Münih'te bulunan Türk Kültür derneklerinin faaliyetlerine iştirak ettim. Batı Trakya Türklerini bir dernek çatısı altında birleştirmeye gayret ettim. 22 Mart 1981'de Bavyera Eyaleti Batı Trakya Türk Aileleri Birliği'ni kurduk, bu birlik adına, 1988 senesinde eski bir ekmek fırınını kiralayarak orasını Batı Trakya Camii hâline getirdik. Hemen peşinden Batı Trakya Spor Kulübü'nü kurduk. Zamanla, Batı Trakya Folklor Ekibini ve Batı Trakya Türk'ünün Sesi Korosunu oluşturdum; kültür gecelerine katıldım. Batı Trakya Türk Evi'ni kurdum ve hizmete açtım.

BEBTTAB'ı (Bavyera Eyaleti Batı Trakya Türkleri Aile Birliği), BATTAM'ı (Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi) faaliyete geçirdim. Merkezin yayın faaliyetlerini başlattım. Batı Trakya – Dr. Sadık Ahmet Camii'ni hizmete açtım. İLMER'i (İlim ve iletişim Merkezi) BİLMER'i (Bilgi ve Bilgisayar Merkezi) KÜGMER'i (Kültür, Kütüphane ve Gençlik Merkezi) kurdum. Bavyera Türk Sanat ve Kültür Derneği'nin idare ve kültürel çalışmalarında görev aldım.

Dernek ve federasyondaki görevim sıfatıyla Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, FUEV, Kopenhag’da İnsan Hakları ve Helsinki’de AGİK toplantılarına katılarak Batı Trakya Türklerinin meselelerini dünya kamuoyuna duyurmaya gayret ettim. İlk katıldığım toplantı, Haziran 1986- İstanbul'da, Avrupa Konseyi Toplantısı oldu. Burada Batı Trakya konulu bildiri sundum. Konferans ve seminerlerimiz peş peşe devam etti. 29 Mart -1 Nisan 1990 tarihleri arasında Güneydoğu Avrupa'da Azınlıklar konferansı (Kopenhag- Danimarka'da) yapıldı. Bu konferans neticesinde, Dr. Sadık Ahmet ve İbrahim Şerif'in hapishaneden çıkmaları ve Batı Trakya'ya gözlemci gönderilmesi sağlandı. Federasyonu temsilin Dr. Sadık Ahmet’in Selanik’teki mahkemesine arkadaşlarımla gözlemci olarak katıldım.

Bu arada yabancı gözlemcilerle birlikte Batı Trakya’yı köy köy dolaştık. Önceden kamulaştırılanları ve Şapcılar Bölgesi'nde Türklere ait araziler üzerinde açık hava hapishanesi yapılma bahanesiyle kamulaştırılmak istenen arazileri köy köy gezdik.

Çeşitli Avrupa şehirlerinde düzenlenen açık oturum ve konferanslara katılarak, Batı Trakya Türklüğü'nün haklı davasını anlattım.

Muhtelif gazete ve dergilerde yazılar yazdım. Hemşerilerimi bilgilendirmek için dernek mahalline bazı konuşmacıları davet ederek, çeşitli sohbet toplantıları düzenledim.

Ayrıca, farklı zaman ve yerlerde Türkmen-Yörük şenliklerine konuşmacı olarak katıldım, katılmaktayım.

– Trakya Türkleri, Balkan Türkleri ve Türk Dünyası için yıllardır Almanya'da verdiğiniz kalıcı hizmetler var. Bir başka ifade ile Türk Kültürüne ve Türk Dünyasına kazandırdığınız, 15 kitap çalışmanız var? Bu konuda bilgi verir misiniz?

–Batı Trakya Türklerinin küllenmiş tarihini araştırdık. Tarihçilere birçok belge sunduğumuz gibi, araştırmacıların da önünü açtık. Yayımladığımız 15 kitapta bu çalışmalarımızı belgeledik

Kazandırdığımız Kitaplar şunlardır: 1.Teşkilat ve İdare 2000 Almanya. 2. Batı Trakya Türkleri Basın Yayın Tarihi Üzerine Bir Araştırma 2000, İzmir. 3. Yunanistan Anayasası Türkçe Tercümesi 4. Batı Trakya Fetih Tarihi 1261-1367 / 2002. 5. Batı Trakya Türkleri Basın Yayın Tarihi. 6. Gurbet Batı Trakya Türkleri Şiirleri 7. Batı Trakya Manevi Tarihi I. Cilt. 8. Batı Trakya Türk Kültürü Araştırmaları. 9. Batı Trakya Manevi Tarih II. Cilt. 10. I. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi 11. Gurbette Açık Mezar 12. Azerbaycanda Batı Trakya 13. Azınlıklar Yabancı Unsur mu? Almanca 14. III. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırılmaları Kongresi 15. Batı Trakya Camileri Ve Hazireleri

–Fahri doktora ve profesörlükle ödüllendirildiğinizi biliyorum. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Türkoloji bilimi için önemli bir gelişme ve açılım olan, üç kez gerçekleştirdiğim Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi ve BATTAM olarak yayınladığım bilimsel kitaplar nedeniyle, Azerbaycan hükümetine bağlı bilim kuruluşu VEKTÖR Beynelhalg Elm Merkezi (International Scientific Center) tarafından şahsıma Fahri Doktora payesi verildi. Azerbaycan'ın uluslararası saygın bilim kuruluşunun beratı, 22 Mayıs 2007 günü Gence Devlet Üniversitesi'nde düzenlenen törende, Azerbaycanlı bilim adamları ve öğrenciler huzurunda VEKTÖR Başkanı Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE tarafından takdim edildi. Beynelhalg Elm Merkezi (İnternational Scientific Center) tarafından Yunanistan temsilcisi olarak görevlendirildim. 2011'de fahri profesörlükle ödüllendirildim.

Türk dünyasına yaptığım hizmetler nedeniyle 18 Temmuz 2016'da Azerbaycan ödül komitesi tarafından, Türk dünyasına üstün hizmet altın madalyası ile, ödüllendirildim. 3 Haziran 2012 tarihinde Uluslararası 9. Altın Saat Kulesi Festivali İzmir de yapıldı. Uluslararası 9. Altın Saat Kulesi, Ödülüne layık görüldüm… Ayrıca T.C. Başbakanlık tanıtma fonu tarafından desteklenen, 2016 yılı Türkiye Ünlüleri (bibliyografya) İnternet Sitesinde yer aldım.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER